OLMAZ MI KIZILAĞILLILAR
Köyüme değmesin
nazarım
Kızılağılımı kim
yererse kızarım
Siz dinleyin okuyun
şiirlerini ben yazarım
Içindeki mesajları
iyi anlayın olmazmı
Çıkıp seyrelesen
kızılağılı minarenin başına
Hasret kalan çok
toprağına taşına
İçi çirli üzümlü
boz aşına
Kepçe kaşık dalsak
olmazmı
Tarihe karışıyor
tezek ile kerme
Çok çalış işini de
fırsata verme
Sen sen ol
kızılağılı hiç yerme
Köyde hayat kalmamış
demesek olmazmı
Kızılagıl köyüm çok
özlendi
Her yazın izin günü
gözlendi
Çınğı düşen sarı
samanı közlendi
Artık yanğınımız
sönse olmazmı
Özler Kızılağıl
gurbetçisi şehirlisi köylüsü
Tüm köylüyle
defnedilir cenazesi ölüsü
Lezetli olur
madımağı tülüsü
Yumurtalı cacığını
sokumlasak olmazmı
Mesleği olmayan
gençleri kınıyorum
Başarılı
olacaklarına da inanıyorum
İmkanlarıda vardır
sanıyorum
Biraz daha ileriyi
görsek olmazmı
Peynirli dürüm yesek
üzümle bünelek bağında
Bekmezinin içinde ne
güzel yakışır tahın da
Küllüğündeki
tavuğunun yumurtası pişse tereyağında
Taşfırın ekmeğini de
bansak olmazmı
Kızılağılda
çalışanlar hep yabancı
Sizi bilmemya beni
tutuyor sancı
Mesleği var
adamların iyi kazancı
Bizim gençlerden de
zanaatkar çıksa olmazı
Dağın altında
elmayı kasaya dizince
Otlatarak kuzuyu
ordan besleyince
Bulğur ile etini
ezince
Üç üç topaklamasını
yisek olmazmı
Akşamdan nohutu
ıslayıp sabah kavursan
Henüz soğmadan
Tokaçla vursan
Kapçuğunu yamaç
yelinde savursan
Gelip geçip cebimize
doldursak olmazmı
Dolaşsan şöyle dağı
ile bağı
İcine çeksen
tertemiz havayı
Tandırın üstünde
kaynayan kara tavayı
Arasıra görsek
olmazmı
Yufka ekmeği
Çiçeklice evirsen
Etli pilav tavasını
siniye çevirsen
Kesekli ayranı da
tasta da devirsen
Kızılağıllı Bu
sofrada sende olsan olmazmı
Kızılağıl Çobanın
yanında yisek lapa
Bostan tarlasına da
vursak çapa
Terleyince gerek
kalmaz iğneye hapa
Sağlıklıca yaşasak
olmazmı
Herkesin tuzu olsun
köyü için kaynayan aşta
Ezeceksin buğdayı un
olacak değirmen taşta
İçli çörekleri
kızarırken tandırdaki sacta
Üzerinede köyümüzün
yağini sürsek olmazmı
Kızılağıllılar
bakmayalım her işin parasına
Merhem olalım lütfen
birbirimizin yarasına
Karağıcıyıda koysak
yuha ekmeğin arasına
Üzerinede tuz
ekelesek olmazmı
Kızılağılda çayır
yonca yokki biçe
Müzelik oldu kilim
ile keçe
İçimiz karardı her
gün çay içe içe
Bazı sabahlar da
çorba içsek olmazmı
Kadınlara kurs
açılsa halı,kilim dokusa
Dedikoduya zaman
kalmaz biraz kitap okusa
Aburcubur, hamur
yemesinler karnıları tokusak
Tansiyonu , şekeri
de unutsak olmazmı
Kızılğıldan Bizi
muhanettir alan
Seni özlemeyen
köylüm vallahi yalan
Gurbet ellerde
olmuşuz talan
Yavas yavas köyümüze
dönsek olmazmı
Akrabalık ölmüş
babanıza irahmet
Her şey satın alınır
üretmek zahmet
Köy bomboş dışarıda
ikamet
Kızılağılı
şenlendirsek olmazmı
En az onbeş yirmi
koyun kuzu olsa kapında
Tarhanayı kurutsak
biçer sapında
Herkes birşeyler
üretse kendi capında
Kaçı kaç kuruş
satıalırım demesek olmazmı
Bağa varsak kaysıyı
şah yarsak
Üzüm yaprağından
dolma sarsak
Kışında pekmezini
karınan karsak
Dondurma niyetine
yisek olmazmı
Dürüst ise severim
hacısını hocassını
Vadesi yetince
herkes kayıp eder anasını bacısını
Unuttuysa
hatırlatmasak tekrar tekrar acısını
Sonradan sonraya
başsağlığı dilemesek olmazmı
Okursa şiirimi
uzaklarda ta kim
Köyünden haberi olur
ölü kim sağ kim
Adliyeye varınca
kızılağıllı avukat bir de hakim
Görsek de sevinsek
olmazmı
Ömer Lafı kenardan
köşeden dolandırma
Köylüyün ağzını
boşa sulandırma
Neşemiz yerinde
ortamı bulandırma
Birbirimizi essahtan
sevsek olmazmı sevsek olmazmı
kızılağıla varinca
gezelim dağı taşı
Yorulupda kuralim çiğdem
bağdaşı
Üzeri yarpızlı
naneli tarhana aşı
Konu komşu hep
beraber içsek olmazmı
Karnın acıkmiş Ömer
bırak rüya görmeyi
Tere yag dururken
margarin sürmeyi
Aydınlık yol varken
karanlığa yürümeyi
Kafamızdan silip de
atsak olmazmı
Ömer kurtar