SESLİ ŞİİRLERİM DİNLEYİN

Kızılağıl
Kızılağıl köyüm
Kızılağıl Hani Nerede
Kărzede
Perişan Köylüm
Kadın
Şüpesiz
Tepkisiz Millet Olduk
Ne Allah sever Ne Kul
Çok Severim
Gurbet Yolu
Sev İnsanı
Tövbeler Olsun
Aman Dikkat
Benimle Örtüşmez
Sebebi Sensin
Dilensen
Hüp Dersem
Hızırmı Gönderdi
Hortumcular
Güme Gitti
Güneydogu
Olsun İsterim
Sözüm Geçmiyor
Türkiyemin Tadına
Uzak Dur Benden

Bekliyorum

Gelsen Bana

Giderim

Gözü kör olsun

Hesap Versin

Ne yaparsan yap

Karakol

Allah Belasını Versin

Ayıramazsın

Ben Bilirim

Çabuk Gel

Değer Verme

Ezilmeyin

Memleketin  Haline

Öldürme

Tatmin Etmiyor

Dinle sesimi

Eşit Paylaşın

İnkar ET

Yarden Mektup

Ne Olursun

Öldürür Beni

Ona Yanarım

Türkiye

Yüreğim Soğar

Ayrılık

Dikeni Bana battı

Ela Gözlüm

Sözde İnsan

Unutma Emi

Yeni

Anne

İmkansız

Ara Bulursun

Yalvartma Beni

Hasret

Ayrılalım Eniyisi


 

HANİ NEREDE

Bu şiirimde kızılağılımdır konu

Sadıktan başlar Topaklı sonusonu

Kepekli özlü olurdu unu

Bazlama ile kömbe nerede

 

Pilav pişerdi tere yağından

Yakındı üzüm gelirdi tepebağından

Ses seda çıkmıyor Apal ile Seyfalı ağandan

Dastirinin oğlu Löllü hani nerede

 

O senede arpalar erken ağarmış

Temitoğlunun  harmanına kar yağmış

Mamavun soyunda çoğu sağarmış

Milazımın, Bahrinin katili  nerede

 

Capılın Mustafaymış ırmakta boğulan

Hiç yorulmazdı  Hacımmedin oğlu ile Keloğlan

O nidi külhüyünde soğulan

Dadalı ile Hacibin pınarı kaynardı nerede

 

İbiğin evinin Üseyin ,Allevinin Haceli

Çalışkanlardı tarlada yetti aceli

Nefesi daralınca İrecebin tükenirdi mecali

Terlemeden ölen Şevket emmi  nerede

 

Kambırın oğlu ileTanaman iyi hala sekermiş

İremzi Ceylan Tek at ile bulgur çekermiş

Kadir Ateş ömrü boyu bekarmış

Avratdan kokmayan  Zekeriye  nerede

 

Köyün geçmişi bilemem kaç asır

Bazarcık berdisinden dokunurdu hasır

Yaz gelince eller bağlardı nasır

Söykedeki Mustafayla, Basır nerede

 

Kıymati varıdı dağdaki çobanın

Kermesi evden giderdi okuldaki sobanın

Hakkı ödenmez İdiris, Helmi,Ziya ,Bahri bobanın

O disiplinli eğtim hani nerede

 

Sesi iyiyise imamın hoş olur ezan

Hallieşref köyün tarihini yazan

Etli pide yemek olunca emekliye ayrıldı  kazan

Bamıya,Topaklama,Mantı ,Mıhlama İncir yağlaması,Pirinç sütlüsü nerede

 

Sandıklarda kat kat dürülü pazen

Unutulmaz belki bu destanı yazan

Külhüyünde tipi çıkınca azan

Anşılının koca Musa hani nerede

 

Löllünün İsmal olmuş  çifçi başı

Ne kadar kocasa göstermez yaşı

Silerdi gözünü, yinede akardı yaşı

Dinine titiz Darığın Aliosman nerede

 

Üçkuyunun altında sular çağlardı

Kışın sebzemizi bunlar sağlardı

Bilek gibi pırasa ,Turp , lahanalar  göbek bağlardı

Şambıtlı ,Ceylan ,Gülüzar, nerede

 

Aç kalınca kurt saldırır sürüye

Allah vere karma kanğal ürüye

Vaat koca diynek alıp yürüye

Topal Mustafa Sarlal kızı, Dürüye nerde

 

Gevrek ekmeğe tuluk peynirini dürünce

Sac üstünde çöreğe yağı sürünce

Dayanamam canım çeker görünce

Sürmeç ile yağlı bilik hani nerede

 

Evin sağanlığı kaldıysa kısır

Kuru dürümü ısırda ısır

Tezek közün üstünde tatlıydı mısır

Aşşığın Hasan sinekli Pısır nerede

 

Tohtur Memedimiş çok yağı yiyen

Mavuş karıyımış yiddirdiğim yağlar boşa diyen

Üç dört ceketi üst üste giyen

Ahlahlının Hasan nerede

 

Arpalar yolunurmuş demet demet

Yırtık sökük dikerdi terziydi  Ceylanın Memet

Sınıfta kaldığı halde Cemal acıyan Şemet

Barak kızı Hacerin kızı Mıtı  nerde

                                     

Yemin ederim yoksulu görmem hakir

Sağlığı sıhatı yerinde ise değildir fakir

Tek at koşardı Mercan  la Şakir

Hakkı Emin Mevlüdün Hacı nerede

 

Değişmiş insanların ahlakı huyu

Her evin önüne delinmiş kuyu

Tatlı olurdu cıncık testinin suyu

Potur, potur akan çeşmeler nerede

 

Düzenli işimiz yok karman çorman

Dağın yüzü boş durur dikilmez orman

Her yidiğimize karışmış horman

Lezetli yiyecekler hani nerede

 

Acı söz çıkmazdı herkesin tatlıyıdı dili

Dostluk varıdı birbirinin avcunda dururdu eli

Acı terlerler çıkardı vurunca beli

Eski sağlık sıhatl hani nerede

 

Bohça ile azzığını sarar beline

Dertli türküyü dolayınca  diline

Tınas savrulurdu güz yelin

Atkı ile yaba nerede

 

Gelinkız ziyarette habesi halı

Kat kat pazeni dürülü yeşili alı

Süslü gezerdi Ombaşının Palı

Topal Eşiref ,Aniş garı nerede

 

Güzden güze alınırdı urubası

Gölgeye asılırdı yağlı yoğurt torbası

Maya hoştu ayranının çorbası

Kestirmeden pişen aşlar nerede

 

Herkes cömert idi açıktı eli

Komşu geçsin diye çekmezdi teli

Kubardıkca yıkacak şimdi insanın insanı yeli

Tarlalardaki geniş keli nerede

 

İki evliyidi Adem memmundu halından

Diktiği elmanın düştü dalından

Usandıydı arısından balından

Karanın Adem,Gökkız, Meneşe nerede

 

Diz boyu ot olurdu dağın başı

Kırılmazdı sertdi taşkıran taşı

Kurumazdı hiç köyün altının yaşı

Cığıl cığıl çağlayan  akar nerede

 

Sık muhabbetimiz olmaz iki Barakla

Ekin işlenirdi tırpan orakla

Damın üzeri örtülürdü toprak çorakla

Kışın sıcak yazın serin evler nerede

 

Çömlekte kuru fasülye tatlı olurdu

Yanına kuru soğan kırılırdı

Karnı dozmayınca insan darılırdı

Eski muhabbetler nerede şimdi

 

Öğlen vakti koyun kuzu dağılı

Doldururlar  ahır ile ağılı

Helke helke, bahraç dolu süt sağılı

Kerpiç gibi koyun yoğurdu nerde

 

 Devam Edecek

Ömer K.